10 Ekim 2010 Pazar

BÜYÜK BULUŞMA
Kardelen Dergisi’nde bu ikinci yazı aracılığı ile sizlerle tekrar buluşmak bana çok heyecan vermektedir. Çünkü aradan geçen sürede hayatın akıp gittiğine ve değişimin devam ettiğine tanık oluyoruz. Diyalektik düşüncenin babası sayılan Herakleitos’nin dediği gibi “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir”.
Sevgili okurlar, bu yazımda sizlere geçen süre içerisinde gelişmekte olan bazı olayları ve bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu geçen süre içerisinde elbetteki hayat devam etti. Ancak bazılarımız içinse hayat sona erdi. Aramızdan bazı arkadaşlarımızı ebediyete uğurladık. Onlara Allah’tan rahmet dilerken, yakınlarına da başsağlığı ve Allah’tan sabır diliyorum. Doğduğumuza inanıyorsak öleceğimize de inanmalıyız. İki kapılı bir dünyada yaşıyoruz. Sonuçta hepimiz toprak olacağız. Öyleyse sağlığımızda da birbirimizin kıymetini bilmek dileğiyle, hepinize selamlar..
Biliyorsunuz bölgemizde Alevilerin tek sesi ve dayanaği olan derneğimiz “LABKB Lugano Alevi Bektaşi Kültür Birliği” uzunca bir süredir faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmıştır. Ancak birtakım olaylar olduğunda derneğimizin kıymeti aklımıza geliyor. Hemen duygularımız kabarıyor ve biraraya gelip geleceğe dair planlar yapıyoruz. Yine öyle oldu. Yine canımız yandı ve acil ihtiyaçtan dernek söylemleri başladi. Ancak icraata gelindiğinde kimsenin kıpırdayacak bir gücü, mecali yok. Söylemler eylemlere dönüşmüyor. Bununla birlikte son 2 yıl içerisinde birkaç toplantı düzenlendi. Bu toplantılarda çok konular konuşuldu. Ancak elde yine somut birşey yok. İşte bu yüzden biz de düsündük ki; bu konuda acaba genç jenerasyon(nesil) ne düsünüyor? Acaba onların fikirleri nedir? Alevilik hakkında bir düşünceleri ya da istekleri var mıdır? Eğer varsa bunları hangi platformda harekete geçirebiliriz? İste bu sorular ışığında birincisi 28 Mart’ta, ikinsisi 11 Nisan’da iki toplantı gerçekleştirdik. İnşallah 2 Mayıs’ta üçüncü toplantımızı da gerçekleştirmiş olacağiz. Bu toplantılarımızda çok faydalı sohbetler ve ileriye dönük beklentiler dile getirildi. Gençler kendilerini özgürce ifade etme fırsatı yakaladı. Biz de bu vesile ile hem onları dinledik, hem de bir anket düzenleyerek onların Alevilik hakkındaki düşüncelerinin nabzını tutmaya çalıştık. Gördük ki gençler de değişmişler. Büyümüş ve meseleler üzerinde kafa yorar olmuşlar. Bu arada onlarda birbirlerini dinleme şansını bulmuş oldular. İki toplantı sonunda yaklaşık 50 kadar gençle birebir sorbet etme şansımız oldu. Bunların 45’ine anket sorularımız yönelttik. Artık, aşağı yukarı bu bölgede yaşayan gençlerimizin düşüncelerini biliyoruz. Bu sayıyı 70-80 civarına çıkartacağımıza inanıyorum. Şuan itibarı ile hepsiyle iletişim kuramadik. Umuyorum 2 Mayıs’ta bu sayıyı yakalayıp, daha sonra gençler ve büyüklerin beraber yapacakları bir toplantı düzenleyerek aradıgımız ortamı “BÜYÜK BULUŞMA” da yakalayacağız.
Ben, Aleviliğe gönülden bağlı tüm canların bu buluşmayı sabırsızlıkla beklediğini biliyorum. Hepimizin kafasında birtakım sorular var. Bu soruların kaynağı geçmişte yaşanmış olan tecrübelerimizin bizde bıraktığı umutsuzluk ve hayal kırıklıkları olduğunu biliyorum. Ancak sizden ricam bu gençlerin toplantilarini takip etmeniz ve onlara hertürlü desteği vermenizdir. İnanin sonuçta burada kazanan tüm toplumumuz olacaktır. Esasen ben bu destegi verecek olan büyük bir çoğunluk olduğunu biliyorum. Ancak halen kafasında soru işaretleri olanların da olduğunu biliyorum. Dolayısı ile bu çağrıyı tüm canlara yapıyorum. Sizlerin desteği olmadan bu gençlerin bir araya gelmesi yaşadığımız bu devirde ve topraklarda oldukça zor olacaktır. Hepinize katkılarınızdan ve sağduyunuzdan dolayı saygı ve sevgilerimi iletiyor ve aşağıdaki tabloları görüş ve takdirlerinize sunuyorum.
Bu toplantılarda biz gençlere bir anket aracılığı ile sorduk;
1. Alevilik nedir?
2. Dernek olsun ister misin?
3. Dernek olursa üye olur musun?
4. Nasıl bir dernek olmalı?
5. Derneğin kuruculari kimler olmalı?
Bu sorulardan aldığımız cevapları siz değerli Ticino’lulara açıklamak isterim. Açıklamak isterim ki sizin çocuklarınızın bu sorulara verdiği cevaplar ışığında “burada nasıl birliktelik sağlanabilir?” sorusuna sizlerde kendiniz cevap bulabilesiniz. Ayrıca ankete yerleştirmediğimiz halde gençlerin beklentileri ve talepleri de oldu. Örneğin, birçok genç arkadaşımız alevilik hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıklarını. Bundan dolayı bazı ortamlarda kendilerini ifade edemediklerini söyleyerek eğitimin önemine vurgu yapmıştır. bunları dikkate aldığımızda, hepimize bir takım sorumluluklar düşmektedir.
Gençler “Alevilik nedir?” sorusuna böyle cevap vermişlerdir. %37,3 ‘u bir inanç(din) dir, %37,3 ‘u bir yaşam biçimidir ve %22,7 ‘si de Alevilik bir felsefedir demiştir. Bu tablo esasında Aleviliğin algınlanış biçimini en iyi şekilde ortaya koyan bir tablodur. Ayrıca bu ankete katılanlarin %46,7 si de ‘hepsi’ seçeneğini işaretlemişlerdir. Yani Aleviliğin esasında tam olarak inanç boyutunu, felsefi boyutunu ve sosyal yaşam boyutunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini gösteren bir tablo olarak önümüzde boy göstermektedir. Dolayısı ile bireysel beklentilerimizin değil toplumsal beklentilerimiz karşılanması için çabalamamız gerekmektedir.

İkinci sorumuzda ise biz gençlere “dernek olsun ister misin?” diye sorduğumuzda aldığımız cevap şöyle olmuştur. % 75,6’si evet olmalı, %20’si ise olabilir demiştir. Bu cevaplar tartışma götürmeksizin açık olduğu ortadadır ki; gençlerimiz de bir dernek ihtiyacı hissetmektedir.

Üçüncü sorumuz “üye olur musun?” idi. İşte sonuc: %80’i evet denilmiştir. Bu sorunun cevabında ise gençlerin bu derneğe olumlu katkılarını maddi ve manevi olarak hissettireceklerini göstermektedir. Elbetteki buradaki üyeliğin içinin doldurulması gerekmektedir. Gençler üye olmak istiyorlar çünkü, alınacak kararlarda ve dernek faaliyetlerinde aktif roller beklemektedirler. Bir başka deyişle; “artık büyüklerin bizlere güvenmelerini istiyoruz” diyorlar.

Dördüncü sorumuz olan “nasıl bir dernek olmalı?” sorusuna aldığımız cevap; %54,2 geniş çerçeveli, %33,3’u ise Alevilik on planda olmalı şeklinde gerçekleşmiştir.

Son sorumuzda ise “derneğin kurucuları kim olmalı?” sorusuna %73 oranında gençler ve büyükler birlikte olmalı cevabını vermişlerdir. Buradan gençlerin büyükleri ile beraber yürüme arzularını açıkça görebiliyoruz. Bu da onlarin anne-babalarının başarıları ile övündüklerini ve birlikte birşeyler yapma arzularını ifade etmektedir ki, bu hepimiz için bir gurur kaynaği olmalıdır. Ancak gençler özellikle derneğin yönetiminde kendilerinin aktif rol oynamasını istiyorlar. Yani biz bu işi başarabiliriz. Büyüklerimiz bize inanmalı ve desteklerini esirgememeli demektedirler.

Şimdi bu tablolara baktığımızda aslında gençlerin bu dernek konusunda ne kadar istekli olduklarını görebiliyoruz. Hatta kendileri ile yaptığımız toplantılarda ne kadar bilinçli ve sağlıklı düşündüklerini de gözlemleme fırsatını yakalamış olduk. Sevgili Ticino’lular bu tablolardaki değerleri isteyen arkadaşlara toplantılarımıza iştirak ettiğiniz taktirde bizzat her anketi anketörlerin isteği dahilinde görebilirsiniz? Hepinize saygılarmı sunuyorum.

Necati ÇAMYURDU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder